17 Ekim 2007 Çarşamba

Tuğrul Selçuk - GDO "Tohum" - 1

Genetiği değiştirilmiş organizmalar; kısa adıyla ‘’GDO’’ uzun zamandır sağlığımızı ve geleceğimizi tehdit eder hale gelmiştir… Çok uluslu şirketlerin ve gözü doymaz yerli girişimcilerin başımıza sardığı bu belanın sonuçları itibarıyla ‘’ürkütücü bilinmezliğinin’’bir an önce açıklığa kavuşturulması beklenmektedir…


*Eserin resimlerinin devamını görmek için lütfen DEVAM yazısını tıklayınız.


AB bu ürünlerin tehlikelerine karşı özel önlemler almakta ve yeni kontrol sistemlerini devreye sokmaktadır..Oysa Türkiye’de bu konuyu düzenleyen sadece ‘’talimat’’ seviyesinde bir ‘’önlem’’ bulunmakta ve yasal boşluklardan yararlanan bu girişimciler sayesinde ‘’genetik değişime’’uğramış ürünlerin en iyi pazarı haline gelmektedir…Para kazanmak uğruna geleneksel ‘’kültür tohumlarımız’’ sistematik bir şekilde ortadan kaldırılırken yerine konulan ‘’GDO’’lu tohumlar; yine çok uluslu tarım üreticilerinin de desteğiyle gün be gün cazip kampanya ve desteklerle özendirilerek yerli üreticiler ‘’bağımlı’’ hale getirilmeye çalışılıyor…İnsan hayatına büyük dayatmalarla giren tarımsal ilaç, hormon ve genetiği değiştirilmiş organizmaların ‘’yan etkileri’’ hangi vadede nasıl yan etkiler ve zararlar vereceğinin belirsizliği bu sergiyi yapma gerekçem olmuştur..



İnsan ve sanatçı duyarlılığına,çevre ve yaşam ilişkisine,artistik bir dille bakışımın malzemeyle buluşmasından doğan bu sergi; geleceğe ait endişelerimi yok etmese bile, ‘’sorumluluğumun’’ başlangıcında koymam gereken tepkinin bireysel bir sonucudur..Çağın sanat dilini yakalayarak, onu kendi sorunsalından ayırıp,evrensel bir tepki mekanizmasına dönüştürürken ‘’plastik’’, ‘’estetik’’ bir formun endişe ve korkulu bekleyişin ‘’ironik bir sembolü’’ haline gelmesini tohum bereketi dileğiyle çoğalttım…Bize dayatılan ‘’daha çok ürün’’, ‘’daha çok para’’,’’daha çok zengin’’ gibi pazar koşullarının reklam ve vitrin kandırmacalarının, basın , medya,sunuş tekniklerindeki albenilerinin bizi nasıl yakaladığının yalın yazısız ve sözsüz sonucunda sanat + yaşam ilişkisinin ‘’çelişkisini’’ de kendimce ortaya koymaya çalıştım…

Tüm çevre duyarlılığı ve sağlıklı gelecek beklentisi olan insanları;’’GDO’’ konusunda uyanık olmaya geleneksel ‘’kültür tohumları soykırımına’’ karşı çıkarak kültür tohumlarımızı korumaya ,kullanmayı özendirme çalışmalarına katılmaya ve sergime davet ediyorum..




























3 yorum:

Adsız dedi ki...

Herşey değişiyor...dönüşüyor...bu kadar acıtıcı bir konuyu nasıl böyle yorumların bile yorumsuz kalabileceği bir dille...böyle zengin,böyle estetik ve bu kadar çarpıcı anlatabiliyor...nasıl beynin tüm kıvrımlarını dümdüz ediveriyor ... tohumlar...dilim tutuldu...üstelik sergiyi nette gördüm.Dokunmak isterdim.3 boyutu da görmek isterdim.
Ya kırmızı kalemler...yazılanlar ...yazılamayıp hapsolanlar...bir minik mabette öylece traşlanıp kalanlar...bu nasıl bir yaşamalar arasında kaçamaktır...nasıl bir anlatım...
Dokundum...dikenlerine...ağırlığını hissettim.Anlamları sıraladım kendimce....Yazmak mı ...yazılanı okurken yüklenilen anlamları taşımak mı,yoksa altında yatan gizi keşfetmek mi? hangisi daha çok etkiledi beni...aslında hepsi...ya adı...kutsallık?tüm kutsal kitapların bizde açtığı dikenli tel izleri mi...düşündüm..düşünüyorum...içinden çıkamıyorum.
Saygı duydum düşlerinize...düşüncelerinizin dışa vurumlarına...hassasiyetinize...ve ellerinize....ölümsüzlüğe açılan kapıda durmak bu olsa gerek.....

görgülü dedi ki...

Hep dersin ya bizlere, "sanatı üretmesende sanata dahil olmanız önemlidir". Bu dahil olma senin eserlerinde kendini daha da belli ediyor. Sanatı okuyabilmek ne kadar önemlidir dersin ya. Bunlarda okumanın ötesine geciyor insan...Çünkü kelimelerle ifade edilemez güzellikler insanı uzun düşündürüyor.Ellerin dert görmesin.
Bu sayfalara binler değil onbinler girmeli ve bu eserleri okuyabilmeli.Hep sanatla kal.Güzellikler seninle olsun.

balık dedi ki...

Sadece tuhumlarla sembolize ettiğin alternatifli genetik oynama eleştirilerini büyük bir zevkle seyrettik. Halada seyredebiliyoruz.Bir tek organizmalara değil tüm insanlığı ve doğayı içine alan bu kirli oyuna getirdiğin radikal eleştiri ve tuttuğun hüzmesi tükenmez ışığın için sana kocaman teşekkürlerimi sunuyorum. Acunu koruyan neferler sanatçılardır. Hele senin gibi komutanlar hiç eksik olmasınlar.